GERÇEKTEN MÜSLÜMAN MISINIZ?
--------------------------------------------------------------------------------
Kendinize, gelişmiş toplumların neden Müslüman toplumlar olmadığını
hiç sordunuz mu? Ben defalarca sordum. Ama sormak yetmediği gibi
yaptığımız anlamsızlıkların bedelini de ödemiyor. Bugün dünyanın
neresine giderseniz gidin Müslüman olan birinin kendini belli etmesi
gerekmez mi? Peki nasıl? Maalesef günümüzde Müslüman toplumlar
gelişmemiş ya da gelişmekte olan toplumlar. Dünyada söz sahibi bir
Müslüman toplum yok. Nedeni ise bence çok basit. Biz gerçekte
Müslümanlığın ne olduğunu anlamıyoruz. Yaptığımız sadece bize
söylenen doğrulara inanmak ve hayatımız boyunca bunlara güvenip,
sonumuzu bu sanılara emanet etmek. Düşünmek mi? Çok zor bizim için.
Hatta tehlikeli. Müslümanlıkta en çok yanlış anlaşılan konu
sorgulamaktır. Hiç bir Müslüman sözde dinini sorgulayamaz. Bu ona
haram kılınmıştır. Çünkü sorgulamak onun gibi bir kulun haddine
değildir! Oysa ki gerçek iman ancak sorgulamayla olur. Çünkü aklın
ve kalbin ortak hareket etmesi gerekir. Bu ancak kafamızdaki ve
kalbimizdeki soru işaretlerini gidermekle mümkün olacaktır. Nedense
biz sorgulamak kelimesinden isyan etmekten başka anlam
çıkartmıyoruz. Neden sorgulamıyoruz? HAŞA!!! Biz basit bir kuluz.
Yıllardır peygamberler geldi, alimler geldi, bu işe kafa yormuş
muhterem insanlar geldi. Onlar gerekeni yaptılar. Bize düşen onların
söylediklerine güvenmek. İşte bu yüzden biz hiç bir noktaya
ulaşamıyoruz. Sizce Türkiye neden geri? O da basit. Çünkü kimse
üzerine düşeni yapmıyor. Sorgulamıyor. Herkes kendi menfaatine uyan
neyse ona devam, aksi ise dur diyor. Düşünmeyi, yapıcı bir şekilde
eleştirmeyi, kıyaslamayı, soru sormayı, çözüm aramayı unutmuş bir
toplumun Müslüman olması düşünülemez. Olduğu zaman da ancak bizim
kadar olur. En basit ve güncel örneği televizyon programlarında
çıkan saçma yarışmalardır. İnsanlarımız o kadar boş vakte ve
kişiliğe sahipler ki hayatlarında kendilerini adadıkları hiç bir
gerçek yok. Başkalarının hayatları ya da oyuncak duyguları onları
tatmin edebiliyor. Bu kadar basit yaşamaya alışmış bir toplumun
gerçek anlamda düşünmesini ve yorumlamasını beklemek belki de biraz
hayal oluyor. Oysa ki Müslüman denildiğinde insanların aklına, aklı
ve mantığı ile yürüyen, hayatı seven, yaptığı her şeyi kendisiyle
beraber çevresi için de düşünen, sağ duyulu, ilime ve emeğe saygı
duyan, barışı ve üretmeyi esas alan, paylaşımı her şeyin üstünde
tutan insanlar gelmeliydi. Ne yazık ki gelmiyor...
Size soruyorum. Lütfen siz de kendinize sorun. Nasıl bir
Müslümansınız? Allah'ı kimden duydunuz? O'nu nasıl tanıdınız? O'nu
anlamak için neler yapıyorsunuz? Eğer bu soruları irdelemeye
başlarsanız göreceksiniz ki yaşamda boşlukta duran bir çok soru var
ve bunlar sizin için belki de hayati bir önem taşıyor.
Bugün gençlerimizin çoğu konuşmasını, ahlakını bilmiyor. Neredeyse
herkes için küfretmek doğal bir tepki sayılıyor. Şiddet ve öfke
hepimizi sarmış. Nerede olursak olalım, ne yaparsak yapalım hep
kendimizi düşünmemiz bize öğretilmiş. Yüzlere bakamıyoruz. Bir
şeyler istenir diye selam veremiyoruz. Söyleyin lütfen biz Müslüman
mıyız?
Ben bir parçayım. Ben Allah'ın bir parçasıyım. Hepimiz gibi... O
halde O'na yaraşır davranmak benim varoluş borcum ve yaşama
kaynağımdır. O'ndan güç alırım ve O'na inanırım. O'nunla severim,
O'nunla yan yana mücadele veririm. Ben O'nunla gözümü açtım, O'nunla
kapatırım. İlk kelimem O idi, sonuncusu da O olacaktır. Ne bildiysem
bana O gösterdi ve ne istediysem bana sadece O yardım etti. O'nunla
güldüm bu kaypak dünyada, O'nunla anladım insan olduğumu. O'na
sığındım. Tek amacım; O'nun dostluğunu kazanmak, boşuna gelmediğimi
kanıtlamak kendi özüme, bilmek, anlamak, sevmek, barışı ve
paylaşmayı hayatım boyunca yaşamaktır. Ne kazandıysam bu hayata
sahip çıkanlarındır. O'nunla birlikteyken kaybedeceğim hiç bir şey
olamaz! |